Battlefield 1
Savaşın boğucu ve karanlık atmosferini yansıtabilmiş muazzam bir oyun. Çok oyunculu modu ise bambaşka.
Geliştirici: EA Digital Illusions CE Yayımcı: EA Çıkış Tarihi: 21 Ekim 2016 Website: battlefield.com/tr-tr |
Bu zamana kadar tüm birinci şahıs nişancı savaş oyunlarını sıradan bir oyunmuşcasına oynamışımdır. Battlefield 1'in yakın tarihimizde bizi de bizzat ilgilendiren ve etkileyen Birinci Dünya Savaşını konu almış olması, bu oyuna yanaşmamın ikinci nedeni. Ee, daha ilkini söylememiştin? İlki diğer incelemelerimde olduğu gibi arkadaşlarımın "Pişman olmazsın.","Mutlaka oyun kütüphanende olması lâzım." sözleriydi. İlk olarak yazıp onları hemen şımartmak istemedim. Ayrıca Battlefield 1 incelemesini bu kadar geç yapmamın nedeni de onlar. Beni ikna edip oyun topluluğuna katmaları biraz zaman aldı. Hem iyice oynayıp, sindirip, öyle yazmak istedim. Ve yazıyorum.
Herşeyden önce oyuna "Ya ben zaten Counter Strike oynuyorum, akarım bu oyunda." tavrıyla yaklaşırsanız, benim gibi pişman olabilirsiniz. Alışması biraz zaman alıyor. Hatta öyle ki, “Bu kadar para verip aldım, yanlış mı yaptım?” diye de sorguladığımı itiraf edeyim. Fakat bir 15 oyun ölüp kalkarak, ortama, haritalara, oynanışa, kurallara, sınıflara alışınca -hele ki oynayan arkadaşlarınız da varsa- sık sık geri döndüğünüz, keyifle oynadığınız bir oyuna dönüşüyor.
PC, Playstation 4 ve Xbox One platformlarında oynayabileceğiniz Battlefield 1'de, hem Hikâye ve Çok Oyunculu başlıkları var. Hikâye boyunca cephe cephe görev yaparak Birinci Dünya Savaşının içinde ilerliyoruz. Çok kısa, kopuk ve yetersiz bir hikâyede. Merak edenlere söyleyeyim Osmanlı askeri olmuyoruz. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşıyoruz. Hadi ki milli duygularımızı yatıştırıp, oyun olduğunu kabullendik diyelim. Fakat Türk askerleri arkanızdan çok pis sövüyor. Yüzünüze de sövüyor. "Ee, kardeş, bu laf hiç yakıştı mı sana?" diyosunuz. İçinize atıp, hikâyenize devam ediyorsunuz. Ancak o burukluk hep kalıyor. (Oyunun Türkçe dil desteği olduğunu yazmanın tam sırası.)
Çok Oyunculu başlığı ise bence Battlefield 1'i en çok satılan oyun listelerinde ilk 5'te tutan ana silahı. Benim de yazıma devam edeceğim başlık bu olacak. Çok oyunculu seçeneğinde birçok mod var. Benim en çok tercih ettiğim Operasyon ve Fetih. 32v32 oynanan bu 64 kişilik haritaların Operasyon modunda cephe cephe savaşıp, bayraklarınızı savunmaya/bayrak alıp ilerlemeye çalışıyoruz. Fetih'te ise tüm harita açık oluyor, takımlar bayrakları elinde tutarak 1000 puana ilk ulaşan olmak için çarpışıyor. Diğer modları tek tek anlatayım dersem sayfalarca yazı olur. Elbette oyunu aldığınızda hepsini deneyip seveceksiniz, onu şimdiden söyleyebilirim.
4 sınıf var. Taaruz, Hekim, Destek ve Gözcü. Taaruz adı üstünde, saldırırken süngüler mi dersin, tanksavar bombaları sallar mı dersin, bazuka kullanır mı dersin, hepsi var. Hekim ise aile dokturunuz. Hem yaralarınızı sarar hem de kalçanızdan iğne yapıp sizi savaş alınına tekrar kazandırabilir. Destek, araçları tamir eder, cephanenizi dolduracak kutu desteğinde bulunur, yere havan topu kurup düşmanın üstüne üstüne küçük sürprizler bırakır. Tam bir görev adamı. Gözcü ise yattığınız yerden kafanızı çıkardığınız anda size "selam" çakan uzaktaki arkadaştır.
Peki, anlat bakalım. Neden bu oyunu önerirsin, bazeNNub?
Oyunda savaş atmosferini hem görüntü hem ses hem de efektlerlerle çok iyi yansıtmışlar. Beni en çok etkileyen bu oldu. Her eşya parçalanabiliyor, her bina yıkılabiliyor. Enkaz altında kalıp ölebiliyorsunuz. Oyunda seçeneğiniz çok. Sınıflardan bahsetmiştim. Hepsiyle oynamak, hepsini öğrenmek eğlenceli. Ayrı ayrı silahları, önemi, oynanış tarzı, oyunun yönünü değiştirme becerisi var. Askerinizi özelleştirebiliyorsunuz. Şu sınıf diğerinden iyidir demek güç. Bu denge her oyunda bulunmuyor. Çok Oyunculu'da bu 4 sınıftan sıkıldınız diyelim. Küçük tank alın, büyük tank alın, topçu kamyonu alın. Yok, bugün hava güzel derseniz, 3 farklı uçak türümüz var, onlardan birini alın. "Yok, cık, istemem." derseniz motorsiklet veya 3 kişilik arabamız var onu verelim. Hâlâ yok derseniz AT VERELİM ARTIK. AT MI? Aynen, at da verebiliyoruz. İster silahla saldır, ister kılıcını çek saldır. Diyeceğim o ki, oyunda o kadar çok yapılabilecek iş, öğrenilebilecek sınıf ve araç var ki, kolay kolay sıkılacağınızı sanmıyorum. Hepsi de şıp diye öğrenilmiyor. Sabır ve zaman istiyor. Emek verip öğrendiğinizde ise aldığınız haz bambaşka oluyor. Bu nedenle, uzun soluklu bir oyun olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. 9 haritası var. Çölde, şehirde, geniş arazide, balo salonunda, kale önünde gibi çeşit çeşit, size farklı tatlar sunabilen haritalarda, savunma ve saldırı tecrübesini oyun içinde yaşayabiliyorsunuz. 6 adet çok oyunculu modu var. Tüm saydıklarımın kombinasyonunu alınca ne denli çeşitlilik var hesaplayabilirsiniz. Daha kozmetiklerin olduğundan bahsetmedim bile. Madalyalar, sınıf rütbeleri, elit kodeksler, başarımlar, künyeler falan da hep kaldı, yazamadım.
İnceleme yazıma arkadaşlarımın bana söyledikleri ile son veriyorum. "Pişman olmazsın.","Mutlaka oyun kütüphanende olması lâzım.".
Çerez tarafı güzel de, bu benim grafik kartımı yer, ayrıca çok boğucu bir havası var diyenlere Counter-Strike: Global Offensive,
Birinci Dünya Savaşı dedin, canım strateji çekti diyenlere ise Europa Universalis IV, efendim.
Artılar
|
bazeNNubNOT: 9 metascore: 88 |
Eksiler
|
Bu da böyle bir anım:
Yorumunu Paylaş